14 Haziran 2007 Perşembe

Doğru karar nasıl verilir ? Nerden biliriz ?

Varolduğumuzdan beri birşeylere kararlar veririz. Elimiz kolumuz hareket eder, bişey yaparız, boş durmayız. Çocukken büyüklerimiz elekrik fişini ellediğimizde hata yaptığımızı söylerler, vs vs.

Herşey duyuşsaldır. Dış dünyadan algılar girdi olarak sinir hücrelerimize akışa neden olur. Beynin içinde ne olduğunu atlıyorum da, çıktı olarak görünen bir karar nasıl alınır ?

Asiye nasıl kurtulsun diye açtım bu sayfayı.

Kafası karışan insan başını kuma mı gömmeli ? Kumun içinde algı yok biliyorsunuz.

17 yorum:

Adsız dedi ki...

reyhan gürtuna saçını açtı, ne düşünüyorsunuz?
kübra

knze dedi ki...

selam kübra, hoşgeldin.

sen sanki, rehan hanımın bu kararını eleştiryor gibi sormuşsun.

Fakat bence iyi oldu. Ben yaz mevsiminde, özellikle nu tarz kıyafet bana eziyet gelen bişey olduğu için o bakış açısıyla görüyorum.

Bir insanın kendi yaşamı hakkında karar vermeye hakkı var. Başörtüsünü çıkarmak bir davaya ihanet etmek demek değildir. Aksine, kişinin kendisine sahip çıkmasıdır. Mesela ünlü biri başörtüsü takmaya karar verse, belki sen de bundan mutlu olurdun.
netice de biz dışardan bişey söylebiliriz.

geçtiğimiz 20 yıl, başörtüsü takmaya karar veren kadınların ön planda olduğu zamandı. Gelecek 20 yılsa ise, daha çok kadın başörtüsü çıkaracaktır.

Buna alışın ve bundan mutluluk duyun. Çünkü bu örnekler başörtüsü ile ilgili hukuk savaşında sizin için iyi bir veri olacak. Böylelikle başörtüsünün inanç için baskı aracı olmadığını daha rahat söyleceksiniz.

HATIRLARSAN, değil başörtüsünü çıkartmak sadece islamda olmadığını söyleyen iki kadın öldürülmüştü.

Bunlardan bir konca kuriş'tir.
Neyseki şimdi reyhan hanıma birşey olmayack.

Birçok genç kız, tek taraflı pozitivist bir din eğitimin dayatması sonunda vicdani baskıya maruz kaldı ve bu kararı almak zorunda bırkakıldı. Onlar da bu örneklerden ceseret alıp kararlarını gözden geçireceklerdir.

insanlar geçmişte farkl yorumları aynı anda karşılaştırabilecekleri şekilde görmediler.
başka bir görüş olduğunu, o görüşün o ana kadar sunulan görüşten daha tutarlı olabileceğini hiç bilmediler.

reyhan gürtuna belki ilk saçını örttüğü yaşlarda , islamiyette yapılan başka bir yorumun daha tutarlı olablieceğini bilmiyordu.

hayat bize öğretir.
yaşam durmaz ki kübra.

Bu meselenin bir yüzü. Şimdi senin kinayene gelecek olursam, Reyhan hanım bunu ikbal için yaptı diyorsan, beLKİ birçok başka kişi de ikbal için başını kapatmıştı. Niyet sorgulaymayız.

Daha tutarlı açıklamayı bilene kadar öğrenme kapısının açık olması kişinin hakkıdır.

kıyas yaparız. sonuç çıkartırız. Akla yatkın olanı ararken bir davamız olamaz, olursa özgür olamayız.

ŞÖYLE BİRŞEY GELİŞMİŞ BİR İNANCIN SAVUNMASI OLAMAZ; ESKİLER böyle demiş ben uyarım, diyemiyoruz.

Her aşmada kararlarımızı gözden geçiriyoruz. Dinamik bir süreçtir yaşam.

Adsız dedi ki...

reyhan gürtuna model olmak istemiyorum dedi.ama bence model olacaktır.aslında bizim de istediğimiz bu yönde.niye derseniz, başörtüsünü, aksesuar yada kocasının bulunduğu parti ve cemaatin sembolü olarak örten bir kadın zaten, samimi değildir.bu tür kadınlar lütfen açsınlar.namaz kılmayıp, dini akideleri hayatına geçirmemiş ama kafasına yaygın tabirle türban geçirmiş, tüm kızlar lütfen başınızı açın.açın ki biz de ithamlardan kurtulalım.yoksa türbanlılar sinemada öpüşüyor, türbanlılar konserlerde kıvırıyor, türbanlılar akparti için başını kapatıyor ithamlarından bizde bunaldık.türbanlılar açsınlar.başörtülüler, kalsınlar.
biz üniversitelerde sayıca az iken yani samimi dava insanları iken, bize saygı duyuluyordu.ne zamanki türban modası yaygınlaştı, niteliksiz yığınlar oluştu, işte o zaman biz mağdur konumuna yerleştik.buradan babalara, ağabeylerei, kocalara sesleniyorum, eğer karınız, kızınız, kızkardeşiniz açık yaşamak istiyorsa, bırakın bu hakkını kullansın ve öyle yaşasın.
bizi de bu töhmetten kurtarın lütfen.çağdaşlık adı altında tüketim çılgınlığı hakkını kullanmak isteyenlere de, bizler karışmayalım.bu bir kıyafet sorunu değil, bir hak ihlali sorunudur.inandığı gibi yaşamak isteyenlerin haklarının ihlal edilmesi sorunudur.yoksa işte böyle birileri çıkar, sizlerin zoruyla örtülen başları kurtarmak, bahanesiyle, sizin kudsiyetinizi horlar.

kübra

knze dedi ki...

Sevgili Kübra,

önümüzdeki yıllarda türban ddiğimiz şule yükselin müslüman kadınlar arasında başlattığı moda akımı gitgide etkisini yitirecektir.

dediğin gibi çok kadın bunu eş, koca, kardeş,siyaset yani toplum baskısıyla takmıştı,..

erkek kardeş tokat attığında ve şule yüksel'den başka doğrunun olmadığı insan beyni uyumla çalışır. beynimiz uyum sağlmazsa bunalıma gireriz.

şimdilerde o baskı ortamı kalkıyor.

tek tutundukları dal, kendilerine
toplumun bir kesimin laiklik tepkisi. Böylece türban bir dava olarak kabullenilecek, davadan dönme baskısıyla türban takacak.
İÇİNDEKİ ÇELİŞKİLERİ HİÇ BİR ZAMAN
SIZDIRMAYCAK, çünkü kol kırılacak ve yen içinde kalacak.

Sevgili Kübra, bütün bunlar kendimiz için aldığımız kararlar değildir.

kadınlar birtürlü kendi kendilerine kalmak fırsatı bulmadılar., işte şimilerde kadınlar bu fırsatı bulacaklar ,
artık şule yüksel modasının miyadı doldu. sebeplerini tek tek açıklayacağım. Hatta belki öncülüğünü emine hanım dahi yapabilir.

gelelim senin yazdığına;
Kübra inanamadım ya, iki gözüm sen
AHİM kararlarının gerekçelerini haklı kılacak ne varsa yazmışsın :)

Hadi o zaman senin yazdıkların ışığında reyhan gürtuna'yı irdeleyelim.

yazacağım.

zihni örer dedi ki...

Soru:"Doğrulara nasıl karar veririz?

Cevap:KENDİ KENDİSİNİN EFENDİSİ OLAMAYAN ÖZGÜR SAYILMAZ epictefus

Buna göre ögür olamayanın kararlarını bir başkası verir hep.

Özgürlük nedir? gibi bir soru doğurur bu sonuç.
özgürlük
çok karmaşık bir şey değildir. Tercih ile doğar, eylem ile gelişir, evrensellik ile güç kazanır.
Özgürlük, tabutanımaz. "kötü olama özgürlüğü" diye bir şey yoktur, olamaz da.
Doğru karar vwerebilme ve gerektiğinde o kararı değiştirme yeteneğidir özgürlük.
Gerisi, kılıftan başka nedir ki?

knze dedi ki...

Sevgili Kübra, sana yazacağım demiştim., devam ediyorum.

reyhan gürtuna model olmak istemiyorum dedi.ama bence model olacaktır.aslında bizim de istediğimiz bu yönde.niye derseniz, başörtüsünü, aksesuar yada kocasının bulunduğu parti ve cemaatin sembolü olarak örten bir kadın zaten, samimi değildir.bu tür kadınlar lütfen açsınlar.namaz kılmayıp, dini akideleri hayatına geçirmemiş ama kafasına yaygın tabirle türban geçirmiş, tüm kızlar lütfen başınızı açın.açın ki biz de ithamlardan kurtulalım..............


reyhan gürtuna örneği üzerinden,
konuştuğumuza göre, rehyan hanım tüketim çılgınlığı hakkını kullanmak istiyor, reyhan hanım zaten samimi değildi, reyhan hanım kocası siayesette yükselsin diye başına türban takmuş, reyhan hanım niteliksiz yığın, reyhan sinamada öpüşenlerden , reyan hanım konserde kıvırırıyor, reyhan hanım akparti için başını kapatıyor ,...

ama reyhan ahımın fotoğrafına bakıyorum. Garibim dik yakalı kazak bile giymiş. Dikotekte değil, kadın veya erkek yaşamaktan zevk alacağı bir yarış pistinde arabaya binmiş.

neden reyhan hanımın bambaşka sebebi olacağını düşünmüyorsun kübra., gayet hanımefendi bir fotoğrafı vardı. bir insanı etini çiğ çiğ yer gibi düşünme.,

Ana sayfada sana hitaben diğer bir yazım var., odada imam hatip liselerini eleştirdim. Kadınlar tartışmasız ortamlarda bazı eski geleneksel hükümleri sorgulamadan kabullenmek zorunda kaldılar. şimdi durum değişiyor diye baksan olmaz mı ?

başörtüsünü takan kadına gösterdiğin saygıya neden çıkaran kadından esirgiyorsun ?

toplumun önyargısına karşı bireyi koruması gereken hukuktur.,kübra yazdıklarımla neden ilgilenmiyorsun ? ilgilenmelisin.

şu aşağıda yazdıkların başını açmaya çalışan kaç genç kızın, üzerinde baskıya neden olacak ? Bu düşünceler evdeki abileri bir güzel kışkırtacak türden..

bir insan,.. yani bir kadın, sadece erkek kardeşi kadar yaşam tercihleri zengileşsin istiyorsa, saygıyı hak etmiyor mu ?

diyelim ki, sıcakta zor geliyordu ve bu tercihin dinde bir zorunluluk olmadığına karar verdi. BU KADAR Basit çıklaması olmaz mı ?

biz niyet sorgulayamayız.

yoksa türbanlılar sinemada öpüşüyor, türbanlılar konserlerde kıvırıyor, türbanlılar akparti için başını kapatıyor ithamlarından bizde bunaldık.türbanlılar açsınlar.başörtülüler, kalsınlar.
biz üniversitelerde sayıca az iken yani samimi dava insanları iken, bize saygı duyuluyordu.ne zamanki türban modası yaygınlaştı, niteliksiz yığınlar oluştu, işte o zaman biz mağdur konumuna yerleştik.buradan babalara, ağabeylerei, kocalara sesleniyorum, eğer karınız, kızınız, kızkardeşiniz açık yaşamak istiyorsa, bırakın bu hakkını kullansın ve öyle yaşasın.
bizi de bu töhmetten kurtarın lütfen.


bit türbanlının konserde oynamak istemesi çok doğal. Gerçi Türbanı çıkartması da gerekmez aslında.

çağdaşlık adı altında tüketim çılgınlığı hakkını kullanmak isteyenlere de, bizler karışmayalım.

tüketim çılgınlığı onlara, kutsiyet size :) iyi paylaşım valla.

kübra'cığım tüketimin çağdaşlıkla ilgisi yok. Dolma bahçe sarayı da tüketim çilginlığındır. EMEVİ sarayları tüketim çılgınlığıdır.

Bunu biraz daha çılgın hale sokan son günlerde, çin rekabeti olduki, konumuzla hiç alakalı değil.Lüküs ucuzlayınca herkes alır oldu.

Bari sözü gelmişken, komunist mao zamanında herkes bir örnek haki yeşil pijama gibi kıyafetle dolaşırdı. en ufak bi aksessuuar yoktu. yani tüketim çılgınlığı sıfırın altındaydı. ne anlamı varki,. bunun ne ilgisi var şimdiki konumuzla ?

bu bir kıyafet sorunu değil, bir hak ihlali sorunudur.inandığı gibi yaşamak isteyenlerin haklarının ihlal edilmesi sorunudur.yoksa işte böyle birileri çıkar, sizlerin zoruyla örtülen başları kurtarmak, bahanesiyle, sizin kudsiyetinizi horlar. kübra

kutsiyet yanlış çağrışım yapıyor.
onu da sonra mı anlatayım ?

Adsız dedi ki...

http://www.izlenimler.net/2007/06/19/basortusu-hakkinda-radikalim-hamdolsun/

Adsız dedi ki...

http://www.izlenimler.net/2007/06/19/basortusu-hakkinda-radikalim-hamdolsun/

knze dedi ki...

......Özgürlük, tabutanımaz. "kötü olama özgürlüğü" diye bir şey yoktur, olamaz da. .....

çünkü yine demişsin ya, evrensel arayışına doğru.,hep düşünürüm,
neden hep daha uzaklara..
uzaklara bakmak bizi özgür kılar..
hep düşünürdüm neden yıldızlarla dolu geceler..

ama nasıl anlatacağız işte bütün mesele bu.

anonim kimsin sen :) başımı belalara sokacan yine.
bilmez misin ben karşı düşünceyim, farklıyım. şimdi benle her kim ayet tartışmaya hazırsa buyursun.,
ben burdayım.

konuya odağım ya, bakarım izlenimlere., fakat unutmasınlar, haksızlığa uğramış olmak reyhan
hanıma haksızlık yapmayı gerektirmez.

görecem bakalım., sonra gelir yorum yazarım.

knze dedi ki...

anonim izlenimlerimi yarın yazarım..

knze dedi ki...

gittim gördüm, reyhan hanıma kötü davranılıyor.

kardeşler bunu çok kolay yapıyorlar.
Beyaz Türklere yaranmaya çalışan bir zavallı denmiş mesela,.

Bu niyet sorgulamak değil mi ?
hayır , bir adım ötede göz dağı vermek değil mi ? davadan dönenler eski köyde iyi karşılanmıyor.

bu sizin küçük kızınız, halanız ,
halanızın kızı olduğunda evde nasıl karşılanacağının habercisi ?

o zaman AHİM kararlarında sözü geçen baskı yaratan ortam doğrulanıyor.

ah kübra ah, bir sınavı veremediniz.

bir de bir kardeş şunu yazmış:
demiş ki tamam din de ruhban yok,
ama külliyat devirmişle devir memiş bir olur mu ?

haklı.

ama türban kakarı almak zorunda olan 13 yaşında bir kız.
kaç kitap devirmiştir.
o külliyatı devirmek zorunda mıdır ?

ama onun sözünü geçersiz sayıyorlar. o sözü geçersizse,
kendi hakkında nasıl karar alacak ?

din ve vicdan hürriyeti hala anlaşılmadı ? din ve vicdan hürriyeti kişinin sadece devlete değil, cemaate, hatta aileye karşı özgürlüğünü savnur. peki iyi din var, kötü din var kişi nasıl karar alacak ? işte temel eğitim budur. Temel eğitim tarafsız bir alandır. Bilgilendirme hakkıdır.
peki neyle bilgilendireceğiz ?

insanlığın sahip olduğu bütün bilgi mirası her doğan çocğun hakkıdır.

kişi din ile ilgili kararları kendi alır. kliiyat sahibinin yapacağı tek şey buyurganlık değil,
sorulacak sorulara tutarlı cevap vermesidir., kulliyat sahibinin başına taç takmayız, onları sorguya çekeriz., eğer onların alışılmış düşüncelerinden başka bir açıklama daha ikna ediciyse kararımızı değiştiriz.

eee yapmadık mı ? aramızdan kim kadınların savcı olmasına karşı ??? niye bir tek başörtüsünde ana akımı terk edene psikolojik baskı yapalım ki ?

kızlarınızın çocklarınızın bundan etkilenmesini istemiyorsanız,
siz daha tutarlı açıklamalarla görüşlerinizi savnun.

knze dedi ki...

Nasıl karar veririz ?
konu ister istemez "örnek" olarak din ve vicdan özgürlüğüne geldi.

Ben bu yazıyı bir delikanlının kulağına küpe takması tercihi üzerine yazayım mesela. ( biaz da erkekleri didikleyelim ya,.. )

Küpe takan genç delikanlı belki kasaba kültüründe olmayan birşeyi yapıyor. meydan okuma yani.

eğer bu gencin üzerine zındık, dinde yok böyle şey, özenti, beyaz türklere yaranıyor gibi sözlerle
karşı çıkılırsa üzerine dini baskı olur.

Ama o gencin kulağına küpe takarak kimseye VİCDANİ baskı yapma ihtimali yoktur., çünkü henüz hiçbir din yok ki, bu din genç erkeklere küpe takın diye baskı yapsın.

O olsa olsa kendiçevresinde, üniversitede mesela kızların ilgisini çekerek özentiye sebep olablir, veya moda akımı olarak bir etki yapabilir ki;başkalarının karar vermesine sebep olablir.,
küpe takmakla, takmamk arasında özgür bir tercih ortamı vardır.
Bu zaten doğal olandır.

Neticede o genç küpe takarak hiçkimseye din ve vicdan yolu ile baskı oluşturamaz.

13 yaşında bir insan, kız çocuğu, kendi yaşamı ile ilgili karar verecek ?

kız tek tip bir din otoritesinin sorgulanmadığı bir ülkede yaşıyor.
imam hatip din okulları dini forma diye bu kıyafet onaylanmış ve uygulanmış ve uygulama ancak 28 şubat gibi demokrasi dışı bir yöntemle uygulamadan kalkabilmiş.
Bundan bir kıssa yok mu peki ?

yani bu ülkede yaşayan liberalim diye kişilerin hiçbirisi,
imam hatiplerdeki o yıllardaki bu içler acısı durumu ya fark etmemiş, yada oradaki bireyin hakkı ile hiç ilgilenmmemiş.
Hangi meşhur liberali tanıyosunuz?

hiç birine inanmıyorum., yani sizlerin de link diye adını verdiğiniz, toplumca bilinen bütün liberal özgürlükçü isimler ya kör veya sağırdılar.

Bugün şuanda din hala bize diğer bütün yorumların baskılandığı, tek tip doğrunun otoritesine boyun eğimiş olarak bize bazı normlar sunmaktadır.

ülkemizde bu din Yavuz Sultan selim'in mısır seferinden dönerken getirmiş dindir. Yavuz Selim bu dini devlet dini olarak uygun gördü. 2. Mahmut devrinde yeniçeri ortadan kalkarken, devlet dini yine aynı kaldı. cumhuriyet devrinde ise hilafet kaldırıldı ama sadece biçimsel değişiklik oldu, içerik aynı kaldı; daha doğrusu içerik bilinmiyordu. Tabiat boşlukları sevmez misali, o bilinmyen içeriğe yeniden yavuz sultan selimin kurumsal dini yerlerşti.

yani şu anda din ve vicdan hürriyeti adına ortada yavuz sulatan selimin dnininden başkası yok., Gak diyen aforoz, guk diyen beyez türk olma yolunda ancaa gidiyor.

bu duurmds başörtüsü hakkındaki yorumları babalar,halalar, teyzeler hepsi kabullenmişler. başını örtmeyen hala kızı da kabullenmiş.

ASLINDA bir önceki nesil kabullenmememişti. Sadece
uyum sağlamıştı. onlar piknikte
yemenilerini tepden bağlarlarıd.
bu birçeşit sorgulamadır ama bilmiyorlardı. Onun için, birileri onlara gerdan göstermek günah dediğinde şaşırdılar.,

konuşmak için külliyat yutmuş olmak gerekiyordu, külliyat yutanlar ise inadına konuşmuyordu;
yani hep aynı konuşuyorlardı.

devam edeceğim..

zihni dedi ki...

Yetişkin bir kadın, her konuda kendi kararını verme özgürlüğüne sahip midir, biz açıkçası onu arıyoruz. Ne giyip-giymediği tabi ki kimseyi ilgilendirmez.
Türban takma özgürlüğü(!) isteklerinin öbür yüzü olan, (erkeğinin dayatmasına rağmen) TAKMAMA özgürlüğünü kurnazca örtüyorlar. İşin bu kısmını "allahın emri için" diye, suçu allaha yükleyerek, "erkek baskısına dolaylı boyun büküyorlar.
"Allahın emri" giysi konusunda neden O erkeği bağlamıyor? diye bir soruyu dahi akıllarına getirmiyorlar.

Laikliği red eden bir erkeğin yanında yürüyen türbansız bir kadın gördünüz mü hiç?

Tesinden de bakalım:
Laikliği benimseyençok sayıda bir erkeğin yanında yürüyen türbanlı kadın ÇOK SAYIDA görülmüştür.

İçinde yaşadıımız toplumu çok iyi tanıyoruz; gerçekler budur.

Buna rağmen, dindarların diğerleriyle demokrasi yarıştırmaya kalkmaları yok mu, bana çok komik geliyor. Ya da politik kurnazlığın dik alası..

knze dedi ki...

Yetişkin bir kadın, her konuda kendi kararını verme özgürlüğüne sahip midir, biz açıkçası onu arıyoruz.

evet. Devlet tekeli bir mezhep dini insanlar adına karar veriyor.
Böyle bir ortamda özgür tercihten söz edilemez. Ben çok mutluyum, özgür tercihimi kullandım diyen hemcinslerime aynı evlerde yaşayan ama bunu yapamayan kardeşleri için mücadele etmesini diliyorum.
onlar kızkardeşler, halalar, ve henüz doğmamış torunlardır.

baskı vardır., benim en büyük kanıtım dolaştığım bloglardır.
kübra istemeden sizler de "baskı taşıyıcısı" oluyorsunuz.

yazacağım daha aşğıda. Burayı okumaya ve yüzleşlemey ceseretleri olsun.

Ne giyip-giymediği tabi ki kimseyi ilgilendirmez.

aslında biz çevremeizle ilgiliyiz.
ben ilgiliyim açıkçası. bu sıcaklarla da ne işin var kardeş derim. o da beni eleştirsin, ceheneme gidersin falan desin.

iletişimdir bu.

Türban takma özgürlüğü(!) isteklerinin öbür yüzü olan, (erkeğinin dayatmasına rağmen) TAKMAMA özgürlüğünü kurnazca örtüyorlar.

evet, devlet baskısına karşı çıkmak kolay da,

din ve vicdan özgürlüğü cemmaat baskıısna karşı bireyi nasıl koruyacak ?

bu çok yoğun bir baskı. DIŞAMA yapıyorlar. önüne külliyt koyuyorlar.

Bunu sistematik olarak yapıyorlar.

zihni kardeş sen bugün evden çıkacaksın. Ne giyeceğini bilmek için arapça bilmemn gerekiyor mu ?
5 kilo külliyat okuman gerekiyor mu ? yok. sen çünkü özgür erkeksin.
BEN değilim ama, ben bu sabah ne giyeceğimi bilmek için arapça ve külliyat bilmek zorundaymışım.

bana sus diyor, herkes din hakkında konuşamazmış.

kocası pikniğe giderken sadece keyfini düşünüyor., eşi dini düşünüyor. O din ki, yavuz sultan selimin mısır seferinden halkına sizin için bu dini seçtim dediği dindir., yani sonradan oluşturulmuş bir dinin külliyatı bugün benim ne giymeme karar vercek.,

bu ne acaip durum ?

erkekle kadının arasında bir fark olmadığına kuran'dan delil getirdim. yusuf peygambere kadınların bakması,.. hem de ne bakması, parmak kesecek kadar,..

Allahın emri ise bu; sebepsiz emir kuranda tam 3 tane., gerisi haram uydurmaktır ( vay haline)

İşin bu kısmını "allahın emri için" diye, suçu allaha yükleyerek, "erkek baskısına dolaylı boyun büküyorlar.
"Allahın emri" giysi konusunda neden O erkeği bağlamıyor? diye bir soruyu dahi akıllarına getirmiyorlar.


evet, adaletsizliğin suçunu allaha yükleyip pek rahat ediyorlar.

bu soruyu akıllarına getirmiyorlar çünkü yerleşik din ile yüzleşmek zordur. ( ataların dinine)

Laikliği red eden bir erkeğin yanında yürüyen türbansız bir kadın gördünüz mü hiç?

burası türkiye zihni kardeş ya,..
olabiliyor.

ama şu olmamıyor( çok üzücü)
laikliği ret eden erkeğin yanında türbanını çıkarak kadın olamayıyor.

ama öte yandan bu ülkede herkes laik. laik olmayan kimse yok :)

bir de şu var, türbansız ama iyi
müslüman kadınlar vardır. onlar günahkar, daha az hassaiyeti olan kadınlar olarak hoşgörü bahşedilirler. Onların da ahlaklı olabileceği yüce bir gönüllük olarak söylenir., fakat çıkıntılık yaparlarsa( neden başörtüsü takmak zorunluğumuz olsun gibi sorular sormayacak) derhal tercit edilirler.

Tesinden de bakalım:
Laikliği benimseyençok sayıda bir erkeğin yanında yürüyen türbanlı kadın ÇOK SAYIDA görülmüştür.


yine burası türkiye. kafası karışık bir halka döndük.
fakat iyiki bizler varız.

ben insanların çabalarını seviyorum.

İçinde yaşadıımız toplumu çok iyi tanıyoruz; gerçekler budur.
Buna rağmen, dindarların diğerleriyle demokrasi yarıştırmaya kalkmaları yok mu, bana çok komik geliyor. Ya da politik kurnazlığın dik alası


hristiyan demokra sözü tamamen hatalı adlandırma ve saçmalıktı.
ve zamanla içi boşaldı ve anlamsızlaştı.

biz de bu da çarptılıyor şimdi.
hem de politik kurnazlığın dikalasıyla. Malesef müslümanlığın için boşaltacaklar.
Bunu görüyorm ama birşey yapamıyorum.

knze dedi ki...

peki terste de bakalım,

yasaklar kararımızı nasıl etkiler..

inat ettim, yine kulağına küpe takan genç yakışıklı erkeği örnek verceğim,

korkarım savcı olmaz, öğretmen olamaz, milletvekili genel salonuna giremez,..

halbuki dini simge değil.

bir zamanlar üniversitede böyle bir yasak vardı.,

kapıdan saç sakal bir genci çevirdiler.

tv muhabiri de orda duruyordu.

dediler ki gence; sizi içeriye almadılar ne yapacaksınız dediler.,

güldü, heç dedi gidip sakalımı keseceğim.,

sonra o unutlmaz cümlesini patlattı.

ben bile önem vermiyorum kendi sakalıma, onların benim sakalıma verdiği önem kadar dedi ve gitti.

sonra yöneticilerde erkek milleti ile uğraşamayacaklarını anladılar ve yasak kalktı..

küpeli genç savcı olmak için karar vermek zorunda, savcı olmayacak belki, kararını verecek veya kurallar değişsin diye direnecek,..

hayt bir yoldur.
önemli olan dış şartların bize çıkardığı engeller değil, engeller her kim olursak olalım karşımıza çıkar.

engel bizi biz yapmaz.

bir engeli naıl aşıyoruz ? veya takılıyor muyuz ? etrafından dolanıp çıkabiliyor muyuz ?

zihni örer dedi ki...

dediler ki gence; sizi içeriye almadılar ne yapacaksınız dediler.,

güldü, heç dedi gidip sakalımı keseceğim.,

sonra o unutlmaz cümlesini patlattı.


ben bile önem vermiyorum kendi sakalıma, onların benim sakalıma verdiği önem kadar dedi ve gitti.

İşte bu kadar:) Mega yaklaşım. Bu özlü deyiş, bu konuda yazılan yığınlarca yazıyı net olarak özetliyor.
"Ya türban, ya geleceğin?" diye bir dayatma karşısında, türban seçiliyorsa, dayatmacıların eline "koz" verdiklerinin ip ucudur bu.
Ama, yukarıdaki gencin yaklaşımı, onların suratında tokat gibi patlamıştır.

Müzmin Anonim dedi ki...

Knz hanim,

Asiye hanimin selami var. Nasil kurtulacagina dair ne sonuc cikardiginiz soruyor :)