3 Kasım 2007 Cumartesi

Blogtan bloga :)

ben burayı kapatsam mı kapatmasam mı derken


Zihni kardeş 'e çiziktirme :)

Mohikanın Sonuncusu
Kuşlara böceklere
Havda uçan kuşlara
Avladığı hayvana
Saygı ile baktı

Sihire hiç ihtiyaç yoktu
Verseler dahi istemezdi
Yeryüzü Gökyüzüne baktı
uzaklara ve hep daha uzaklara
Saygı ile baktı

3 Ekim 2007 Çarşamba

Gezdim Gördüm Alemi

Bu sitede bir türlü lirik yazmadık ne yapalım. Sıra gelmedi.

Ece ve zihni kardeş neden bu siteyi emanet alın diyorum biliyor musnuz ?
Ağır bir kelime etmemek için ? Bundan sonra sabretmek kendime eziyet olacak, yazarsam da yazdığım okka gibi ağır olacak ? bu sefer harcadığım vakte yazık olacak.

yazılanları iyi bir yerde emanet alın., veya site adını değiştirip yönetimi alın yoruma kapayın.birşey yapın.

Kimse zafer kazadık sanmasın, bugünkü akşam gazetesi başlığına baksınlar bir Aıhm'e tanıdık yargıç göndermekle olmuyor.,

Keşke aptal dostlar yerine akıllı düşmanların kıymeti bilinseydi..

ne yani okka gibi yazıyı mı yazayım ?

11 Eylül 2007 Salı

Buyrun Şevket Eygi ne dedi ?

1-Müslüman erkek eşinin içkili resepsiyona sokmaz.

2-kayseri bağlamasıyla çankayada oturulmaz Yves s... mi? neydi fransız bir modaevi varmış., ancak orası paklarmış. Hani soruyorum ya, şimdi halkı küçük görenler kim ? Biz eskiden, hani din siyasete alet olmadan önce yemeniyi tepeden bağlardık, kadınları küçümseye küçümseye, köylü, cahil ve islamiyeti bilmezlerdi ya, sonunda kayseri hattını bulduk ya, Hani sosyalog biri çıkmıştı da, modern mahrem demişti ya , ona ayak uyduracağız diye yemenimizi çıkarıp o modele razı de olduk, sonunda ola ola yine kayseri ankara zevki olduk.,

3- Aynen şunu da söyledi. Hastalanan kadını erkek sokağa mı atsın? Şevki Bey kibar ve şehirli, hatta osmanlı ve hatta hiç taliban değil. Ama bu sözü başka kimler demiyor? Başbakanımız da demişti. Onların suçu değil. BEN onların din Okullarını suçluyorum. Fakat ben konuşunca tahamül edemeyip BENİ bloglardan atıyorlar, sesimi kesiyorlar.

peki bu ülkede kendine güvenen kadın yok mu ? Neden Kadın evde beslenen evcil hayvan mı diye sormuyor muyuz ? kadın yazarlar nerde ? onlar ne yazarlar ? hep başörtüsümü yazarlar ? kuran hakkında gelişigüzel konuşulmaz diyenler nerde ?
Belki kuran sizin anladığınız gibi kadına zavalı varlık gözü ile bakmıyor ?
la havle. Niye başkalarına engel olurlar? okulda aldığınız eğitim size, Yetim kızların bu evlilik ayetinde işi ne diye size sordurmuyor mu ?

Düşünmeden, başka açıklamaların olabileceğini bilmeden veya olduğu zaman bu kişilere karşı hırs bürüyerek inanmak, kör inanç oluyor.

Ben de sizin okullarınızı eleştirnce, biz müslümanız diye bana mı öfkenlenmeniz mi lazım ? Ama oraya sizler tarafından "hasta kadın" uydurulunca bu yaptığınız neden tamam oluyor. Peki nerdeymiş "hasta kadın" ? Ben arapça bilmiyorum, nerede evdeki kadın hastalanırsa ibaresi ?

Çıkıp sesleneyim hanımlar her nerdeyseniz ???
yok görmedik, duymadık, doğruyuz.

devan etsem mi, etmesem mi ?

5 Eylül 2007 Çarşamba

Kendi sorunlarımızı kendimiz halletmek

merhabalar,

olan biten şöyledir.
Düşünceler sitesinde 3 başlıkta yazım vardı.linkleri veriyorum.

Türkiye'nin en saf seçmeni ilmeğinin ortalarda bir yerde konuya girdim.
Netice ben kendi tarzımda yazıyordum. Bir müddet yazılarımız karşılklı devam ederken, kimsenin kimseden bir şikayeti yokken, en son yazdığım yazı yayınlanmadı.
en son bırkatığım noktada bana hitaben bir yazı yazılmıştı, ve yazının açıklayıcı bir cevaba ihtiyaç vardı. iletişim en zor sanat değil mi ? sabretmek değil mi ?
Bu cevabı gönderiğim halde engellenmiştir.

bundan sonraki gelişmeleri sonra anlatacağım. o link aşağıda.

http://www.dusunceler.org/guncel/2007/07/24/turkiyenin-en-saf-secmeni/

ve diğeri de,
http://www.dusunceler.org/dusunce/2007/08/09/aci/
konusu aci olan bu linktede iki veya 3 yazım var. Bu ilmek sakin süküt geçti.
sanmıyorum ama acaba tahamülsüzlük buradaki varlığıma mıydı ?

en çarpıcı olanı şuydu;
http://www.dusunceler.org/guncel/2007/08/22/nur-topu-gibi-polemik/

Bu ilmekte hiç yazım yok. Buraya gönderdiğim en son yazı yayınlanmadığı gibi,
bana karşı anlayamadığım tahamülsüzlüğün nedeni bu sanırım bu yazı oldu. Çünkü yazım ben gönderdikten sonra,birara yayınlamış olarak göründü, fakat son yazılar listesinde yer almamıştı. Ama sonra tamamen kaldırıldı. Halbuki o yazı sorulara cevap veren bir yazıydı. ( bu yazıyı yeniden yazdım ve sayfa sonuna ekledim)

Ben ne olduğunu anlamaya çalışırken, sağolsun suat bey mail atmiş ve bundan sonra beni sitesinde istemediğini söyledi.
Bilgiyi verdiği için kendisine teşekkür ediyorum, çünkü bunu yapmadıkları zaman bu çok zalimce oluyordu.

şunada siteye girince harf basamıyorum.

şimdi ben zorla oraya girmek için bunu sizlere duyurmuyorum. suat beye bu durumu zihni beye, size, izlenimlere ve metin beye duyuracağımı söyledim. Fakat metin beye yazım ulaştı mı bilmiyorum.

ben bunu neden yapıyorum ? Neden bu olanı duyurmak için uğraşıyorum ?

yazarın hakkı vardır. insan hakkıdır. oraya gelip yazı okuyan herkesin hakkı vardır.

Mülkiyet bir derebeyi mülkiyeti olmamalıdır. Blog sahibi mülk sahibidir.
EVRİMLEŞMİŞ BİR MÜLKİYET HAKKINDAN SÖZEDİYORUM. Sorumluluktan sözediyorum.

Ben suat Bey'e onun mailine verdiğim cevapta şunu yazdım.

DEDİM Kİ; beni engellediğinizi benim daha önce yazmış olduğum 3 başlıktan en az birinde duyurun. ben son yazımı gönderdikten sonra, bundan sonra yazımın yayınlanmayacağını bana bildirmeliydiniz ?

benim son gönderdiğim yazıda hiçbir hakaret yok. Yazı takip eden ilmekte.

Bana tahamül etmedikleri ne varsa keşfettim. Onları da yazacağım.Bundan sonra sorumluluk duyanlara aittir. Ben görevimi yapıyorum.

Suat beyden ricam şu; beni engellediğini sitesinde duyurmalıdır. Oraya okumaya gelen insanların bunu duymaya hakkı vardır. ben zaten daha önceki tavırlarımda bu tür siteleri ajandamdan silerim. Benim bir hırsım yok ki ?

EĞER SUAT BEY onun sitesine emanet ettiğim o yazıyı geri iade ederse orjinalinden yayınlarım., yoksa da helalim olsun., yeniden yazarım., demiştim. YAZDIM FAKAT ZAMANIM GASP EDİLMİŞTİR.

Not : son olark, en son yazımda veya herhangi bir yazımda ben hiçbir sitede , hiçbirşekilde resepsiyon ile ilgili karşı tavır)yazısı yazmadım. suat bey resepsiyonla ilgili bir alınganlığın bedelini benden çıkartıyor, kendisi haksızlık yapmış oluyor. en son yazımda ne yazdığımı kendisi biliyor. .

Dinlediğiniz için teşekkürler. henüz izlenimlere yazı yazmadım., DEMİTİM. şimdi oraya duyuru yaptım. Vaktim oldukça devam edeceğim.

olağan şeyler bunlar ben kırgın değilim. ama kendimi heberdar etmek zorundayım.
evet, ne diyordum ben biz sivil olabildik mi ? kovulma nedenim bu soru mu ?

24 Temmuz 2007 Salı

Kırmızı Halıdan Mahzun Geçişler..

Eskiler bilirler, benim yıllardır yazdığım bir cümle vardı,.
şöyleydi;

"altımıza kırmızı hali serilse, başımız göğe ermeyecek."

o yıllar nihayet bitti, ve yazıyı yazmaya fırsatım oldu.

bir hayli özgürüm, çünkü artık kendi kendime edindiğim bir alınganlık baskısından kurtulmuş oluyorum.

fakat önce sahip olduğumuz 3 kazanımı hemen yazalım:

1-ordu evlerine ziyaretçi olunur,,/ refeh partisinden önce zaten böyleydi, önümüzdeki dönem bu genelge ile olmaz da, uygulmada kendi kendine olur.( olunca da baiımız göğe ermeyecek onu yarın yazarım artık)

2-Resepsiyonlarda türban bir aksessesuar olarak pek şık bulunulmya başlanır. Ertuğrul özkök'ün kalemine güveniyoruz.

3- üniversite kapılarında girişlerde kontroller pek de sıkıya alınmamaya başlanır. eh, eskiden de böyleydi.

peki olmayacak olan nedir ?

bir AHİM davasını asla kazanılamayacak.,. 10 tane Ayşe Böhüler, yanına bir o kadar FATMA HANIMLAR KOYSANIZ, ÜZERİNE DERİN DÜŞÜNCELER koyasanız, SEVGİLİ ECE'CİM kanat çırpsa , CEREN ZAREFETİNİ KATSANIZ , Muzmin ANONİM ZEKASINA BAŞVURSANIZ, içine MetinThePoor demokrasisi aşkı katsanız, Suat BEYİN tepeden bakmacılığını ekleseniz, knz^ye yandan bakmasanız, yok varsaysanız, ne yapasanız bu davayı reel olarak kazanamazsınız.

Nedenlerini yazdım. Kamuda uzlaşmak neden gerekli diye.
Bunu değiştirecek bişey oldu mu ? yok.

Eh artık problemi görmemizi engelelyen psikolojik engeller de ortadan kalktığına göre, ben artık hoş geldniz gerçekler dünyasına diyorum.

REEL PROBLEM ORTAYA ÇIKTI.

Sonuç şudur ;Üniversitede başörtüsü ile okuyacak ama staj yaparken bunu çıkarmak zorunda kalacak., aksini yapamak mümkün, dümdüz giderim, hukuk da neymiş yönetimi de mümkündür ama, hukuğu da değiştrim , ben yaparım demek mümkün tabi ama bu şimdi daha da zor olacak.,

ben anlatamamış olsam da, hayat bunu gösteririr.

çünkü insanlar yüzyıllardır kamuda uzlaşma noktasına çok acılar çekerek geldiler.,
hayat bizi bu noktaya çoğunluğun gücü ile değil, acılarla getiridi.

Fakat yukarda yazdığım 3 kazanım, yine de çok önemli bir psikolojik başarıdır. gönülden tebrik ederim. Tabi bunun karşılığında zapsu'nun eşinin başlatığı, başörtüsü takmayan, takmayı gereksiz gören kadınların camiye girerken kendi başlarına hareket etmelerine gösterilecek müslüman tepkiler de bundan sonra
sap gibi sırıtacak.

ilk başlarda müslüman mahallesdinde salyongoz satırmayız hanım, diye diklenen sinirli ifadeler zamanla anlamsızlaşacak. Sultan ahmet caminin mülkiyeti kamu olduğunda göre, hepimizin dedesi zamanında bu ülke için savaştığına göre, salyongoz yemeyi tercih eden torunların da miras hakkı olacak.

Ben yıllarca böyle hareketleri sevmedim aslında,.ben anneanemin çeyizindeki oyalı yemeniyi mis kokusu ile sevmeyi tercih ederdim ama tek başına bir knzeyem.
Dokunmaya kıyamam ki ben o yemeniye. öperim severim öyle bohça yaparım. Fakat Demokrasi böyle bişeymiş öğreneceğiz. Onun için geçmiş dönemde omuza atmaları, böyle hak aramaları, iki avukatla dolaşmaları, zortlaşmaları sevmedim, ama ben
yalnız knzeydim.

peki AHİM davalarında, hala kamuda uzlaşma noktası neden ? Demokrasi sihirli sözcük değil miydi ? Dedim ya mecbur.
hayat bu. okul bu., çocuk bu, veli bu, yoksa kendi bindiğiniz dalı kesersiniz.

Bu sorunu görmemeize engel olan psikolojik gerekçelerden kurtulduk, bakalım ne olacak ? ben kazım babaya ( kazım mızrak) şöyle demiştim; laiklik nazikliğe engel değil. Ne olursun bir aileye tek başına bir davetiye göndermek nezaketsizliktir.
o açıdan seçim sonuçlarına metin bey kadar seviniyorum ama sadece o noktada.
bir topluluğunun hipnoz edici ne sevincine ne de üzüntüsüne katılırım.

bu sonucun içinde de bazı iyiler, bazı kötüler, bezı endişeler çok fazla olabilir ve olacaktır.

heyecan verici yazı dizimie devam edeceğim.

Kübra'ya dedim; bu kadar muhalefetsizlik sıkıcı olur., ötekilerden artık bıkmuş olmanız lazım. Biz her zaman Ayşe Hanımlar ve Nur Hanımlardan başka birşeydik,
geçmişte de vardık, gelecekte inadına var olacağız.

benim kaçındığım kulak arkası ettiğim, şimdi sırası değil dediğim hiç bir ayakbağım yoktur.,üstelik bir gıcığım da yoktur :)

2 Temmuz 2007 Pazartesi

Kamuda Uzlaşma(dinler) Neden Zorunlu ?

Defalarca dedim ya, işte size bir örnek:

Bugün 84 ülkede örgütlü 75 bin civarında üyesi bulunduğu tahmin edilen, dünyanın en sapkın tarikatı Rael'in lideri Claude Vorilhon, "Uzaylıların Verdiği Mesaj" kitabında müritlerine uzaylıların verdiği mesajları birbirinden çılgın emirler halinde sıralıyor. Kendisinin "Allah'sız bir dinin kurucusu" olduğunu söyleyip, dinlere, evliliğe, askerliğe karşı çıkıyor, sınırsız seksin gerekliliğini anlatıyor.


Anlata anlata kelimeler bulmadım.

Ama bir küstahlik, tepeden bakmalar, okumuyormuş, tepeden bakıyormuş, buğz etmeler,
öfkelenmeler, kendi aralarında muhabetler hoş sohbetler, ben öyle psikolojiden falan anlamıyorum.

bir demokratlar, bir demokratlar da,.
o kadar blog dolaştım. tek tek linklerden sildim.
milyon defa sordum.
bırakın dostluğu muhabbeti, bir cevap verin., problem çözelim dedim.

iyi de , madem öyle anglo- sakson demokrasisi neden iflas etti ?

ingiltere kendi içinde bir yığın protest vicdanlı insan
taşıyorken, ırakta amerikanın işgaline karşı o potansiyelden yararlanamadık.
çocuklar öldrüldü, yazık.,

ingiltere'de kamuda özgürlük diye okulları ayırdınız, ayrıdınız ayırdınızz., biraz daha ayırdınızzz
hadi biraz daha ayırdınızz. ( fiili olarak yapmak önemli değil, düşünce olarak bu gidişe destek vermek aynı şey)
ama peçeli öğretmen ayşa azmiye gelince ingilizler düşünmeye başladı...
Bir yanlış var ama nerdeee ???
evet, muzmin anonim bu konuda serinkalı, ama soru hala geçerli, neden pakistan medresisi(radikal islam) ile müslüman misyonerlikten(ılımlı islam) başka seçenek üzerinde konuşmaıyoruz.,

müslüman misyonerlik verilen tüm iyi örneklere rağmen misyonerliktir.
biz misyonerliğe, hristiyanlar yapıyor diye karşı değildik ki...ister hristiyan yapsın, ister müslüma veya yukardaki alıntıdaki tarikatın liderliği yapsın ?
misyonerliğe kavram olarak karşıydık ?
özümüzü ne çabuk unuttuk., ( yazacağım sonra )

Daha önemlisi, bir mslüman neden ya yokuş aşağı yuvarlanır gibi gidip pakistan mederesesinde kafayı tosluyor., veya hristiyan misyonerliğinin müslüman versiyounu olmayı iyi örnek sayıyor., Ama bütün bunların sonunda, bir meydanda ingliz gençleriyle ırak işgalinde savaşa karşı biraraya gelemiyor.,bir gitar çalınmadı, bir gözyaşı dökülmedi. Aksine bu önlendi.


bir yerde yanlış vardı ama nerde ???

27 Haziran 2007 Çarşamba

Kadınlar Halk Fırkası :)



Mizaha tutunmak lazım:)